22 Mayıs 2008 Perşembe

TARİHİN DERİNLİKLERİNDE KALAN BAZI OYUNLARIMIZ




GINCIRDAK

Ormandan 4 ile 5 metre uzunluğunda genç bir çam kesilir ve dalları budanır. Birkaç delikanlı onu omuzlarında taşıyarak aygıtın kurulacağı düzlüğe getirir. Bir metre yükseklikte, baldır kalınlığında bir çam daha kesilip aynı yere getirilir. Dikme görevini üstlenecek bu torunun ucu, kalem açar gibi ama küt olarak yontulur. Diğer çam, kök kısmından yaklaşık 1,50 cm uzaklıktan dikmenin ucunun girebileceği kadar, çok derin olmayacak şekilde yarıya kadar delinir. Delik açma sırasında kalasın sağ ve solunun inceltilmemesine özen gösterilir. Bu delik bazen yakılarak bazen de kazınarak düzeltilir. Kalın tarafa bineceklerin düşmemesi için, bu kısım biraz yontulup düzlenir hatta binen kişinin tutunacağı bir düzenek bile yapılır. Zübedek adı verilen dikmenin ucu, açılan delikte rahatça dönüyorsa, aygıt tamamlanmıştır. Zübedek, oyun alanının ortasına kazılan bir çukura, kenarına iri taşlar koyarak, toprak atılarak, çiğnenerek, sağlamca dikilir. Mertek, deliği zübedeğin ucuna denk getirilerek dikmeye oturtulur. Bir süre döndürülür. Hızla dönen kalas, zübedekten düşmezse, gıncırdak kurulmuş olur.

Zübedeğin ucuna tespih çalısı çekirdeğinin yağı sürülür, üzerine de bir kömür parçası konduktan sonra kalas yerleştirilir. Ağaçların sürtünmesinden gacur gucur sesler çıkar. Bu gıcırdamadan dolayı aygıta gıncırdak denmiştir.

Gıncırdağa genellikle geceleyin binilir. Aygıtın kurulu olduğu alana kocaman bir ateş yakılır. Bu ateşin şavkında, kalın tarafa bir kişi eşeğe biner gibi, uç tarafına bir iki kişi karın üstü biner. Arkadaki kişi, ayağıyla kalası döndürmeye çalışır ya da onu bir başkası döndürür. Hızlanınca, dönmeye yardımcı olan kişi oyun alanından kaçıp kurtulur.

Binenler döner dururlar. Eğer zübedeğe sürülen yağ ve konan kömür yeterliyse, gıncırdaktan çıkan ses, yüzlerce metre uzaktan duyulur.

Bazen kalın tarafa binen kişi, ayaklarıyla fren yaparak durdurur gıncırdağı. Uç taraftaki, havada askıda kalır. Diğeri iki ayağını yere basar ve başlar kalasın üstüne oturup kalkmaya. Zıplatır karşısındakini. Zavallı titrer durur ve “İndir, n’olursun, indir” diye yalvarır durur.
ARA KESTİ

Ortada bir ebe taş bulunur. İki gruptan biri kaçar, diğeri kovalar. Kaçanların amacı hem yakalanmamak hem de ebe taşa dokunmak. Kovalayanların amacı ise yakalamak ve rakibinin taşa dokunmasını engellemek. Kaçan oyuncu ebe taşa dokunursa, kovalayan oyundan çıkar. Kovalama sırasında kaçan oyuncu, ebe taş ile yakalamaya çalışanın arasından geçerse, bir başka deyişle ikisinin arasını keserse, kovalayan yine kaybetmiş sayılır ve oyundan çıkar.

Oyunun en zevkli zamanı, bir kaçan bir de kovalayan kalınca olur. Biri kaçar biri kovalar. Saatlerce sürer bu kovalamaca.

AYÇEV

Hiç yorum yok: