22 Mayıs 2008 Perşembe

TARİHİN DERİNLİKLERİNDE KALAN BAZI OYUNLARIMIZ 1

UZUNEŞEK

Oyuncular, yatacaklar ve atlayacaklar olarak iki gruba ayrılır. Bir kişi de duvara ya da ağaca sırtını verir. Yatacak olanlardan ilki, başını ayakta duranın karnına dayayarak eğilir. Diğer gruptan ilk kişi atlar ve biner. Binen kişi bazı kurallara uymak zorundadır, örneğin ayaklarını eşeğin karnına bağlayamaz, yere değdiremez ayrıca eşeğin üzerinde ileri geri hareket de edemez. Sırası gelen eşek yani yatacak kişi, önündekinin bacakları arasına kafasını sokar, ayaklarından da tutar. İkinci kişi atlayıp biner. Oyun sırasında eşeklerden biri yatıverirse, atlama yeniden başlar. Eğer gruptakilerin tümü başarılı bir şekilde eşeğe binerse, atlayanlar yeniden atlamaya başlar. Oyunculardan biri atlayamazsa, bu kez de yatanlar atlayıcı olur.
Oyunda bolca itişme kakışma yaşanır. Örneğin en baştaki eşek, kafasını ayakta duranın karnı yerine biraz daha aşağıya dayarsa, ilk itişme o zaman başlar. Yatan kişi muziplik yapar başını arkadaşının bacakları arasına soktuğunda onu, sağına soluna değdirerek tedirgin ederse, öndeki kıpırdayıverir ve atar yükünü, bir itişme kakışma daha başlar. O zaman şaka kaldıramayanlar arasında kavga bile çıkar.

SINIR TAŞI

Köyde büyükler arasında, özellikle kışın oynanan bir oyun. Köyodasında toplananlar arasından, muhtar, aza, bekçi, birbirinden şikayetçi iki tarla sahibi seçilir. İki kişi de “Sınır taşı” olacaktır. Kimse bu rolü üstlenmek istemez. Ya oyunu bilmeyenler ya da köye gelen misafirler “Sınır taşı” yapılır. O da bulunmazsa iki gönüllü rolü kabullenir.

“Sınır taşı” olan kişilerin önce iki eli boynunun arkasından sonra da çömeltilerek iki ayağı bileklerinden bağlanır. Oyunculardan biri adamları yuvarlayıverir. Bu durumda istedikleri kadar uğraşsınlar, ayağa kalkamazlar.

Şikayetçi taraf, sınır taşının komşusu tarafından kaktırıldığını söyler ve “Taş burada değil şuadaydı” diyerek ayağıyla yerdeki adamları iteler. Diğer taraf, “ Hayır, doğru değil, taş şuradaydı,” diyerek bir de o iteler. Devreye bekçi girer, “ Ben biliyorum, taş şuradaydı” der bir de o yuvarlar taşları. Muhtar soruna çözüm bulma bahanesiyle, “ Susun; taş bundan böyle burada duracak” diyerek yerdeki adamı kaldırdığı gibi ortaya atıverir.

Sınır taşı olmayı kabul eden zavallı, böylece her taraftan tekme sille yer.

AYÇEV

Hiç yorum yok: